Boşanma Davasını Kadın Açarsa; Aile birliği çeşitli nedenlerle bozulabilir. Eşler evlenecekleri zaman özgür iradeleri ile bu kararı verirken ayrılık söz konusu olduğunda devletin kurumları vasıtası ile hareket etmek zorundadırlar. Aile birliğinin toplum için taşıdığı öneme istinaden ailenin korunması amaçlanır. Bunun yanında eşlerin aile birliğini sürdürmek istemedikleri durumlarda mahkemeye müracaatı zorunlu olurken boşanma davası açmaları gerekir. Boşanma Davasını Kadın Açarsa nafaka konusu dava sürecinde merak edilebilecekler arasında yer alır. Boşanma davaları Aile Mahkemesi’ne açılır.
Taraflar boşanma davasını birlikte açabilecekleri gibi eşlerden biri de dava açabilir. Boşanma davalarının görülme süreci anlaşmalı ya da çekişmeli biçimde seyreder. Anlaşmalı boşanma davaları çekişmeli davalara kıyasla daha kısa sürede sonuçlanırken çekişmeli davalarda süreç uzun olabilir.
Boşanma davasını kadın ya da erkeğin açmasında bir engel bulunmaz. Hukuken herkes eşit haklara sahip olduğundan boşanma davasını kimin açtığının bir önemi olmamaktadır. Nafaka konusunda ise hukuki koşulların yerine getirilmesi icap eder. Nafakanın belirlenmesinde tarafların mağduriyet durumları dikkate alınır. Ayrıca nafaka talep eden eş diğer eşe kıyasla daha az kusurlu olmak zorundadır. Nafaka boşanma davaları sırasında ya da dava sonucuna bağlı olarak bağlanabilen bir ödemedir. Boşanma davalarını ilgilendiren üç tür nafakadan söz edilebilir.
İlginizi Çekebilir; Sigortalı Çalışan Kadın Nafaka Alabilir mi
- İştirak Nafakası
- Yoksulluk Nafakası
- Tedbir Nafakası
Makale İçeriği
Boşanma Davaları
Boşanma Davaları sonucunda aile birliğinin sonlandırılmasına karar verilebilir. Bu durumda davanın ortaya çıkaracağı bazı neticeler olur. Çocukların durumu, mal paylaşımı, nafaka talebi boşanma davalarını ilgilendiren bazı konulardır. Nafaka davası boşanma davası sürerken ya da davanın ardından açılabilir. Tedbir nafakası hâkimin re’sen karar vereceği ve boşanma davası sürerken çocukların ve eşin mağduriyetini önleme amacı güden bir nafaka türüdür.
İştirak nafakası ergin olmayan çocukların ihtiyaçlarını karşılamak üzere belirlenirken 18 yaşına varana dek çocuklara bağlanır. Yoksulluk nafakası ile de yoksulluğa düşecek olan eşin mağduriyeti önlenmek istenir. Bu nafaka bağlanırken talep eden eşin diğer eşe kıyasla daha az kusurlu olması koşulu aranır.
Boşanma davaları anlaşmalı ya da çekişmeli olarak görülebilir. Anlaşmalı davalarda eşler asgari müşterekler konusunu dava öncesinde çözümler. Bu durumda aralarında verdikleri kararları mahkemeye iletmeleri gerekir. Mal paylaşımı, çocukların durumu, nafaka konusu eşlerin karar verebileceği ortak konulardan bazılarıdır. Anlaşmalı davalar kısa sürede sonuçlanması ile bilinir.
Boşanma Davasını Kadın Açarsa nafaka konusu tarafları ilgilendirenlerden biridir. Kadın ya da erkek fark etmeksizin nafaka bağlanırken herkesin eşitliği ilkesine göre hareket edilir. Boşanma davalarında kadının davayı açmış olması nafaka almasına engel değildir. Nafaka bağlanırken tarafların kusur oranlarına bakılır. Kadının boşanmanın ardından başka biri ile evlenmemiş olması da nafaka alabilmesi için gereklidir.
Boşanma Davalarında Kadınların Hakları Nelerdir ?
Boşanma süreci eşler açısından yıpratıcı olabileceği gibi karşılıklı anlaşma sağlanması durumunda kısa sürede çözümlenebilir. Boşanma Davalarında Kadınların Hakları Nelerdir ? Merak edilir. Kadınların hukuki haklarını kullanabilmesi için boşanma davası sürecinde az kusurlu ya da kusursuz olduğunu kanıtlaması gerekir. Nafaka bağlanması istendiğinde kadın ya da erkek diye bir ayrım yapılmaksızın hukuki koşulların varlığına bakılır.
Boşanma Davasını Kadın Açarsa nafaka alabilmesi söz konusudur. Bunun için kadının eşine kıyasla az kusurlu veya kusursuz olması koşulu aranır. Nafakanın amacı kişi mağduriyetinin önüne geçmektir. Boşanma davasını kadın açtığında nafaka alabilir. Boşanma davasını kimin açtığının bir önemi yoktur. Eşlerin geçinemediğine kanaat getirmesi durumunda veya farklı sebeplere dayanılarak açılacak boşanma davasında tarafların kusur oranlarına bakılır. Bu durumda nafaka talebinde olan kadının eşine oranla az kusurlu olması ya da hiç kusurunun bulunmaması gerekecektir. Kadın ya da erkek olmak kişi haklarını kısıtlamayan bir durumdur.