Çetintaş Hukuk Bürosu , Eskişehir Uyuşturucu Davalarına Bakan Avukat
Makale İçeriği
Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal veya ticareti Türk Ceza Kanunu’nun3.bölümünün 188. Maddesinde “Kamunun Sağlığına Karşı Suçlar” başlığı altında düzenlenmiştir. MADDE 188.-Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak imal, ithal veya ihraç eden kişi, on yıldan az olmamak üzere hapis veya yirmi bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.
Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçları, tehlikesi varsayılan suçlar grubuna girer. Suçların oluşumu açısından bu suçun kişilerin veya toplumun sağlığının bozulması aranmamış suçun normatif tehlike yaratması yeterli görülmüştür. Bu suçun “Kamunun Sağlığına Karşı Suçlar” bölümünde düzenlenmesinden de anlayacağımız üzere korunan hukuksal yarar kamunun sağlığıdır.
188.Maddenin 1. Ve 3. Fıkralarında tanımlanan suçların maddi konusu “uyuşturucu veya uyarıcı maddeler” dir. Ceza kanunumuzda uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin nelerden ibaret bulunduğu tanımlanmadığı gibi, bunların teker teker gösterilmesi yoluna da gidilmemiştir. Bunun nedeni ise uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin ve aynı etkiyi yapan ilaç ve sentetiklerin kötüye kullanılmalarının yaptırım altına alınarak güçlü bir sosyal savunmanın sağlanmasını amaçlamaktır. “Uyuşturucu madde” uyuşturucu etkisi bulunan ve kişide alışkanlık yaratan maddeleri ifade eder, bunlara “narkotik madde” de denmektedir. Bir istisna olarak alkol bir uyuşturucu madde olmasına karşın, çağımızda çok büyük bir yer kapladığından ötürü uyuşturucu madde kapsamında değerlendirilmemektedir. Tıp ve eczacılık açısından uyuşturucu madde, organizmayı ve sinirleri uyuşturan maddelere verilen addır. “Sentetik uyuşturucu madde” ise değişik maddelerin laboratuvarlarda kimyasal birtakım işlemlerden geçirilmesi suretiyle elde edilen ve uyuşturucu ya da uyarıcı madde etkisi gösteren maddelerdir.
188. maddenin birinci fıkrasında yer alan suçun maddi unsuru, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak imal, ithal veya ihraç edilmesidir. Ülkemizde uyuşturucu ve uyarıcı maddelerin imali, ithali veya ihraç edilmesi ile satışı 2313 ve 3298 sayılı Kanun hükümleri uyarınca Devlet tekeline alınarak Sağlık Bakanlığının denetim ve iznine bağlanmıştır. Bakanlar Kurulu 2313 ve 3298 sayılı Kanun hükümlerine göre bu maddeleri yasaklayabileceği gibi ruhsata da bağlayabilir. Verilen ruhsatın ilgili esasları Bakanlar Kurulu’nca belirlenmektedir.
İmal: Uyuşturucu maddelere dair 1961 TEK Sözleşmesinin 1. Maddesinin (n) bendindeki tanıma göre -istihsal hariç- uyuşturucu maddelerin elde edilmesini mümkün kılan bütün işlemleri ifade eder ve uyuşturucu maddelerin arıtılmasını ve diğer uyuşturucu maddelere dönüştürülmesi işlemlerini kapsar. Bu tanıma göre üç durumda uyuşturucu maddenin imal edildiği kabul edilmektedir:
İthal: Uyuşturucu veya uyarıcı maddenin yasadışı yollarla Türkiye’ye getirilmesini ifade eder. İthal gümrük kapısında olabileceği gibi kara, deniz ve hava sınırlarının herhangi bir yerinden gerçekleşmesiyle de oluşabilir.
İhraç: Uyuşturucu veya uyarıcı maddenin yurt içinden izinsiz olarak yurt dışına çıkarılmasıdır.
Uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satışı, satışa arzı, başkalarına verilmesi, sevk edilmesi, nakli, depolanması, satın alınması, kabul edilmesi veya bulundurulması bu suçun maddi unsurunu oluşturan seçimlik hareketlerdir.
Satmak, bir kimsenin, maliki ya da zilyedi olduğu uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi, ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak bedel karşılığı başkasına devretmesidir. Satma suçunun faili, suça konu olan maddeyi, kendi ihtiyacı olarak kullanacak olan kişiye de satsa, satma suçu oluşur.
Satışa arz etmek, bir kimsenin, maliki ya da zilyedi olduğu uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi, ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak satmak için, satma iradesini açığa vuran herhangi bir davranışta bulunmasıdır.
Başkalarına verme, bir kimsenin, kendisine ait uyuşturucu veya uyarıcı maddenin mülkiyetini veya zilyetliğini, ruhsatsız teslim etmesi, devretmesi anlamına gelmektedir.
Sevk etmek, bir kimsenin, maliki veya zilyedi olduğu uyuşturucu maddeyi, kullanma dışında bir amaçla bulunduğu yerden başka bir yere, bir başkası aracılığı le göndermesi, yollamasıdır.
Nakletmek, bir kimsenin, kendisine veya başkasına ait uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi kullanma dışında bir amaçla bulunduğu yerden başka bir yere götürmesi, taşımasıdır.
Depolamak, uyuşturucu veya uyarıcı maddenin bir yerde tutulmasını ifade eder.
Satın almak, bir kimsenin, malikinden veya zilyedinden ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak, uyuşturucu maddeyi bedel karşılığında devralmasıdır.
Kabul etmek, bir kimsenin, başkasına ait uyuşturucuyu vya uyarıcı maddenin mülkiyetini veya zilyetliğini bedelsiz olarak kendi üzerine almasıdır.
Bulundurmak ise, bir kimsenin, kendine ya da başkasına ait uyuşturucu maddeyi ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak, eylemsel ve/veya hukuksal egemenliği altında tutulmasıdır. Bu anlamda bulundurma “kesintisiz suç” niteliğini gösterir.
188/3. Fıkra hükmünün uygulanabilmesi için, suç konusu maddenin uyuşturucu veya uyarıcı madde olduğunun, uzman kurum ya da bilirkişiler tarafından bilimsel yöntemlerle saptanması zorunludur. Suçun maddi unsurunu oluşturan seçimlik hareketlerin kural olarak “ülke içinde” yapılması gerekir.
Maddenin altıncı fıkrasında, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarına ilişkin olarak bir ila beşinci fıkralarda yer alan bütün hükümlerin, üretimi resmi makamların iznine veya satışı yetkili tabip tarafından düzenlenen reçeteye bağlı olan ve uyuşturucu veya uyarıcı madde etkisi doğuran her türlü madde açısından da uygulanacağı kabul edilmiştir.
Bu suç tipi için genel kast yeterli olmakla beraber özel kast aranmamaktadır. Fail, suç konusu maddenin uyuşturucu veya uyarıcı madde olduğunu bilmeden hareket etmiş ise bu yanılma kastı ortadan kaldırır. Keza, suçun daha ağır ve daha az cezayı gerektiren nitelikli hallerin gerçekleştiği hususunda hataya düşen kişi de YTCK’ nın 30/2. Fıkrası gereği bu hatasından yararlanır.
192/1. Fıkra hükmü uyarınca uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticaret suçlarına iştirak etmiş kişi, resmi makamlar tarafından haber alınmadan önce, etkin pişmanlık göstererek, diğer suç ortaklarını ve uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin saklandığı veya imal edildiği yerleri yetkili merciine haber verirse, verilen bilginin suç ortaklarının yakalanması veya uyuşturucu ve uyarıcı maddenin ele geçirilmesini sağlarsa. İlgili kişinin hakkında cezaya hükmolunmaz.
192/3. Fıkrada uyuşturucu veya uyarıcı madde imal veya ticareti suçunu ile ilgili olarak soruşturma başladıktan sonra, etkin pişmanlık göstererek suçun aydınlatılmasına ve fail veya diğer suç ortaklarının hizmet eden kişinin hakkında verilecek cezanın yardımın niteliğine göre dörtte biri veya cezanın yarısına kadar indirim uygulanır.
Seçimlik hareketlerden biri olan imal söz konusu olduğunda, uyuşturucu madde için gerekli malzeme ve aletler hazırlanmış ise icra hareketlerine başlanmış sayılmaz. Bunlar hazırlık hareketleri niteliğindedir. Kendisinden uyuşturucu imal edilecek madde ile imalde kullanılmak üzere hazırlanan alet ve malzemeler elverişli olup imal için icra hareketlerine başlanmışsa (Karıştırma-ısıtma gibi eylemler) imale teşebbüsten söz edilir. İthal etmede ise uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ülke sınırlarına sokulması halinde suç tamamlanmış sayılacağı için bu suç teşebbüse elverişli değildir. Keza ihraç suçu için de bu durum geçerlidir. İştirak Bu suça iştirak her şekliyle gerçekleşebilir. Suçun bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi suçun nitelikli halini oluşturmaktadır. İçtima Eğer imal ve ithal edilen uyuşturucu maddenin ülke sınırları içinde satışa sunulması, satışa arz edilmesi gibi durumlar söz konusu olursa bu durumda fail hem imal veya ithal ve hem de uyuşturucu ve uyarı madde ticareti suçundan dolayı gerçek içtima hükümleri uyarınca cezalandırılır. Kovuşturma 188. maddede tanımlanan suçlardan dolayı soruşturma ve kovuşturma genel hükümlere göre Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından re’sen yapılır. Görevli Mahkeme 188.Maddede tanımlanan suçlardan dolayı açılan davalara bakma görevi 5235 sayılı Kanunun 12.maddesi uyarınca ağır ceza mahkemesine aittir. Eğer bu suç bir örgüt çerçevesinde işlenmiş ise Adalet Bakanlığının teklifi üzerine HSK tarafından yargı çevresi birden çok ili kapsayacak şekilde belirlenecek illerde görevlendirilecek (özel görevli) ağır ceza mahkemesince görülür. Suçun Yaptırımı 188/1 de tanımlanan suçun yaptırımı, on yıldan az olmamak üzere hapis ve yirmi bin güne kadar adli para cezasıdır.
188/3 hükmünde tanımlanan suçun yaptırımı beş yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ve yirmi bin güne kadar adli para cezasıdır.
188/7. Fıkrasındaki suçun yaptırımı dört yıldan az olmamak üzere hapis ve yirmi bin güne kadar adli para cezasıdır.
Bu maddedeki suçların, sağlık mensupları, kimyacı ve ecza ticareti ile uğraşanlar tarafından işlenmesi halinde, 188/8 uyarınca bir ila yedinci maddelere göre verilen cezalar ayrıca bu nedenle yarı oranında arttırılacaktır.
Bu tarz davalar (suçun niteliğine göre değişmekle birlikte) Asliye Ceza Mahkemesi ve Ağır Ceza Mahkemelerince görülür. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen davaların Ağır Ceza Mahkemesince görülen davalara oranla daha çabuk sonuçlanması alışagelmiş bir durumdur. Dosya istinaf veya temyiz edilmez ise bu tarz davalar 1-1.5 yıl kadar sürebilmektedir. İstinaf ve temyiz durumunda bu süre 2.5-3 yılı bulabilir.
Ceza davalarına kural olarak her avukat bakabilir. Kanunda buna dair bir ayrım yoktur. Ancak bazı avukatlar kendini bu alana yöneltmiş ve kendini bu alanda geliştirmiş olabilir. Uyuşturucu davalarının ceza hukuku alanına yönelmiş uzman avukatlar tarafından bakılması daha doğru olmaktadır.
Avukatların, her yıl Türkiye Barolar Birliği’nin yayınladığı avukatlık asgari ücret tarifesinde belirlenen ücretin altında bir ücret alması yasaktır. Avukatın alacağı üst limit ise bulunmamaktadır. 2022 yılı için Türkiye Barolar Birliği tarafından yayınlanan avukatlık asgari ücret tarifesine göre uyuşturucu davalarının görüldüğü ağır ceza mahkemelerindeki davaların alt limiti 10.250 TL’dir.
Sitemizde yer alan bilgi ve tasarımlardan izin alınmaksızın ve kaynak göstermeksizin alıntı yapılamaz, link verilemez. Site içeriğindeki makalelerden alıntı yapılması durumunda yasal işlem başlatılacaktır. Site içeriğinde yer alan bilgilere istinaden büromuzdan hukuki yardım almadan hareket edilmesi halinde oluşabilecek herhangi bir zarardan büromuz sorumlu değildir. Ayrıca bu sitede yer alan bilgiler hiçbir şekilde sayfa ziyaretçileri ve büromuz arasında vekil-müvekkil ilişkisi kuracak şekilde yorumlanamaz.
İş bu internet sitesi Eskişehir Avukat Musa ÇETİNTAŞ adına kurulmuş olup Çetintaş Avukatlık Bürosu’nu da temsil etmektedir.